İRAN’IN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!
Sizlere İsrail - İran tiyatrosundan bahsetmeyeceğim. 1200 lü yıllarda yaşayan İranlı “Şirazlı Sadi” o yıllarda, bugünü görmüş olmalı ki, “Gülistan ve Bostan” adlı iki eser bırakmış. Öyle görülüyor ki İranlılar bu eserleri hiç okumamışlar.

Sizlere İsrail - İran tiyatrosundan bahsetmeyeceğim. Ülke yöneticilerinin, yönettikleri topluluğa saygılarından bahsedeceğim. 1979 İran devrimi yapıldığında, halkın katılımını, Humeyni’yi karşılamalarını, yaşı uygun olanlar hatırlarlar. Uygun olmayanlar da arşivlerden izlemelerini öneririm. Devrim sonrasında oluşan yönetim, ülkeyi öyle bir yönetmiş ki, halkın yöneticilerine ne kadar sadık olduklarını görüyorsunuz.
1200 lü yıllarda yaşayan İranlı “Şirazlı Sadi” o yıllarda, bugünü görmüş olmalı ki, “Gülistan ve Bostan” adlı iki eser bırakmış. Öyle görülüyor ki İranlılar bu eserleri hiç okumamışlar. Bu iki eserde küçük, küçük hikâyeler var. Özellikle yöneticilerin tabiatları ile ilgili ders alınacak kısa cümleler var. Sizlere de öneririm. 1970’den önceki baskıları daha iyi. Güncel kelimeler kullanacağız diye yeni baskıları veya gazetelerin dağıttıklarının okunması zevkli değil.
İranlı yöneticiler Sadi’yi okusalardı, bu günkü duruma düşmezlerdi. 2021 yılında İran Halkı seçimlere dahi katılmama ile mesajı vermiş, yöneticiler ya görmemiş, ya da kafaları almamış gibi. İran Halkının düşmanı saldırıyor, bir kısım İranlılar yöneticilerinden kurtulmak için düşmana yardım ediyor. Akıl alır gibi değil. Ama gerçek.
Dünyada halkını küstüren yöneticiler herhalde sadece İran’da bulunmazdır. Başka coğrafyalarda da Sadi’yi okumayan yöneticiler de vardır. Bu gün yoksa da, yarın olabilir. Bugünden uyarmak her ülke vatandaşı için görev olmalıdır.
Mensubu olduğum ülkede buna benzer durum olmasa da, bildiğim bir ülkede yıllardır süren ekonomik sıkıntıların, halkın yöneticilerine olan güvenini sorgular hale getirmeye başladığı hissediliyormuş. 2018 yılından itibaren yaşanan yüksek enflasyon ve gelir dağılımı ülke insanının geleceğe yönelik beklentilerini olumsuz etkilermiş. Enflasyon, bu bahar, yok gelecek bahar düşecek nakaratlarına inanan insan sayısında azalma tespit edilmekteymiş. İnsan bu. Bir yanında nankörlük vardır.
Rastlantı bu ya, 2018 de ABD’de iktidarda Trump var. 2025 yine iktidarda Trump. (https://tr.euronews.com/2018/10/12/adim-adim-brunson-krizi-abd-turkiye-iliskilerinde-yaptirimlar-noktasina-nasil-gelindi-) bu haber sitesinde: Önce ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence hemen ardından Başkan Trump'tan peş peşe yaptırım açıklamaları geldi. Pence, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hükümetine ABD Başkanı Trump adına mesajım var: Pastor Andrew Brunson'u hemen serbest bırakın ya da sonuçlarına katlanmaya hazır olun" ifadelerini kullandı. Pence, "ABD, Türkiye'ye karşı bazı ekonomik yaptırımlar uygulayacak" dedi.
Burada anahtar kelime “Yaptırım” olmalı. Mesele sadece ABD değildir. Emperyalist devletler, sömürmek istedikleri devletleri, yaptırım kelimesi ile taciz ettikleri söylenebilir. Kimi ülkeleri başına bomba atarak dize getirirken, kimi ülkeleri enflasyonla dize getirmeyi tercih ediyor olabilirler mi?
Sonuç olarak; emperyalistler bir ülkeye yaptırımdan bahsediyorsa, o ülke yöneticileri ülke halkını küstürmemeli. İç barış, iç barış diyerek barışın olmadığını İran’da görmeyenler, SADİ’Yİ OKUSUN, SADİ’Yİ!
0 Yorum